Zilif, Oruç Aruoba

Zilif, Oruç Aruoba’nın kızı Filiz’e yazdığı bir mektuptur. Yazar intiharı düşündüğü bir gece, o zamanlar daha çocuk olan kızı Filiz’e bir mektup yazar. Daha sonra intiharı gerçekleşmez, mektup Ocak 2002’de çok az sayıda basılır. Zilif, yazarın kızının adı olan “filiz” kelimesinin tersten okunuşudur. Yazar geçtiğimiz yıl hayatını kaybettikten sonra Nisan ayında tekrar basılmıştır. 32 sayfadan oluşur, ancak her sayfada neredeyse bir paragraf yazı bile yoktur, oldukça kısa ve akıcı bir eserdir.
Yazar bir Temmuz akşamında, zorlukla yazıyorum, diye başlar mektubuna. Ellerinin titrediğini ve yazdığı defteri kendisinin yaptığını söyler, bu sebeple yazısının düzensizliğini mazur görmesini dileyecek kadar naiftir.
“Bu dünya pek fazla şey vermedi bana, hoş ben de ona pek bir şey vermedim ya… Ama başlangıçta öyle değildi. Gençliğimde ben de coşkuyla, tutkuyla atılmıştım hayata; Annen’i sevmiş, işimde de başarılı olmak istemiştim. Sonra, biliyorsun, işimi de Annen’i de kaybettim. (Her şeyimi) Peki nasıl oldu da bu hale düştüm? Sana anlatmaya çalışacağım. Umarım anlarsın; çünkü bu anlatacağımı anlayabileceğinden pek emin değilim, çünkü, belki ben de tam olarak anlayamamışımdır ve anlatamıyorumdur…
“Coşku”, “tutku” dedim. Bu duygularla, şunu isteyerek giriştim hayata: Tanınmak. İnsanların, hele, yakınlarımın, beni tanıması, yaptıklarımı görmeleri, ne yaptığımı anlamaları. Bak, sevmesi, saymaları demiyorum; amacım da birçoklarının yaptığı gibi, kendisini şöyle şöyle göstermek, şu şu gibi görünmek, hak etmediği bir sevgi bulmak, layık olmadığı bir saygı görmek değildi. Beni ben olarak tanısınlar, bilsinler istiyordum. Gençtim, dopdoluydum; büyük işlere girişmek, gücümü sınamak, başarıya ulaşmak istiyordum. Bunları yaparken de nasıl bir kişi olduğum ortaya çıksın, gözüksün istiyordum. İşte etrafımdakiler de bu kişiyi, bu “ben”i görsünler, kişiliğimi anlasınlar istedim. Sahici olmak; sahiden anlaşılmak, tanınmaktı istediğim.
Ama beni tanımalarını en çok istediğim kişiler, beni en çok yanlış anlayan kişiler oldular. Bak sakın sen de yanlış anlama: Sızlanıyor değilim, hiçbir şeyden yakınmıyorum. Davacı değilim dünyadan. Bunları yalnız senin için; şimdi, sana, yazıyorum. Başka kimseye söyleyecek sözüm yok.”
Bu metnin bütün yayın hakları Dr. Filiz Ersel’e aittir. Sel Yayıncılık, Oruç Aruoba, 2021, 4.Baskı
AYURVEDA

Sanskrit dilinde kelime anlamı olarak Ayur, yaşam; Veda bilgi demektir. Yaşam bilgisi anlamına gelen Ayurveda, bizlere sağlıklı ve uzun yaşamın bilgisini sunmayı amaçlayan bir alternatif tıp sistemidir. 5000 yıldır önleyici ve bütünleyici tedavilerde başvurulan Ayurveda’nın kökeni Hindistan’a dayanır.
Ayurveda’ya göre sağlıklı bir insan, Doshaları (ayurvedik bünye tipi) dengede olan, dhutu’ları (vücut dokuları ve organları) normal işleyen, sindirimi ve boşaltımı dengeli, zihni ve duyguları mutlulukla dolu bir kimsedir. Görüldüğü üzere Ayurveda’da kişinin ruh sağlığı, fiziksel sağlığı kadar önemlidir ve bu ikisi onun bütünsel beden sağlığını oluşturur.
Ayurveda’ya göre evren, dolayısıyla fizyolojimiz, beş temel elementten oluşur. Bunlar: boşluk, hava, ateş, su ve topraktır. Bu elementler farklı oranlarda bulunarak üç yaşam enerjimizi yani Dosha’ları oluştururlar. Dosha kişinin fiziksel ve zihinsel özelliklerini barındıran bünye tipidir. Türkçe’deki mizaç ve fıtrat kelimelerine karşılık gelebilir.
Ayurveda’da; Vata, Pitta ve Kapha olmak üzere 3 bünye tipi vardır. Her bünye tipinde belirli beden ve zihin yapısı, beş elementin farklı oranlarda bulunmasıyla ortaya çıkar.
Ana bünye tipinizi bilmek, bedeninizi ve zihninizi tanımanızı sağlar. Metabolizmanızı, sindirim sisteminizi, zihinsel yönelimlerinizi, ruhunuzu, fıtratınızdaki temel özellikleri öğrenerek sorunlarınıza daha bilinçli yaklaşmanızda yardımcı olur. Kendi bünye tipinizi, doshaları belirleyen “bünye testi” anketini yaparak kolayca öğrenebilirsiniz.
Vata boşluk ve havadan oluşur. Bünyesinde Vata baskın olan insanlar, genelde ince ve narin yapıdadırlar. Enerjiktirler. Düşünce ve duygularında değişken olabilirler. Harekete çabuk geçebilirler. Değişim hayatlarının temel öğesidir. Soğuk havadan hoşlanmazlar ve ciltleri kurumaya meyillidir. Sindirim problemlerine yatkındırlar, iştahları düzensizdir. Uykuları hafif veya kesilmeye eğilimlidir. Entelektüel sivri zekâları vardır. Yaratıcıdırlar.
Pitta, ateş ve sudan oluşur. Pitta’sı baskın kişiler sıcak bir vücuda, yağlanmaya müsait bir cilt yapısına sahiptirler ve orta boyludurlar. Öğün atlamayı sevmezler ve sıcağa karşı toleransları düşüktür. Öncülük, liderlik özellikleri gösterirler. Hırslı ve kontrolcüdürler. Kolay öfkelenme eğilimindedirler ve keskin bir zekaya sahiptirler. Kısa fakat derin uyurlar. 6 saatlik uyku ile yaşayabilirler. Espri anlayışları iyidir ve gülmekten hoşlanırlar.
Kapha su ve topraktan oluşur. Kapha baskın olan insanlar genelde daha geniş ve güçlü bir beden yapısına sahiptirler. Yağlı ve parlak ciltleri vardır. Sindirimleri yavaş olduğu için daha geç acıkabilirler. Düşünce ve hareketlerinde ağırkanlı, sakin ve uysaldırlar. Korumacı ve anaç olabilirler. Kin tutmazlar ve oldukça affedicidirler. İyi bir hafızaya sahiptirler, geç öğrenebilirler ancak zor unuturlar.
Ayurveda, bir alternatif tıp yöntemi olarak sizlere sağlıklı bir yaşam biçimi benimsediğiniz takdirde uygulayabileceğiniz bir yol haritası sunar. Beden tipinizi öğrendiyseniz, beden tipinize uygun beslenmeye dikkat edebilirsiniz böylelikle barındırdığınız baskın elementlerin dengede olmasını sağlayarak fiziksel sağlığınıza destek olabilirsiniz.
Ayrıca Bakınız:
Ayurveda, Ender Saraç, Milliyet Yayınları, 1999
Ayurveda Bünye Testi Link 1
Ayurveda Bünye Testi Alternatif