Mona Lisa, Andy Warhol

Pop-art sanat akımının en önemli temsilcilerinden biri olan Amerikalı Andy Warhol, tüketim amaçlı malların banal görüntülerini seri şeklinde yapılan endüstriyel- fotografik baskılarla çoğaltıyor ve 1960’ların Amerikan ünlülerinin portrelerinin birbirinden farklı renklerde olan sonsuz çeşitlerini basıyordu.
Sanatçı bu çalışmasında da diğer klasikleşmiş pop art çalışmalarında olduğu gibi Mona Lisa resminin de sonsuz sayıdaki kopyasını üst üste, yan yana getirerek çalışmasında kendi Mona Lisa’sını yarattı. Renk filtrelerinden geçirerek farklı renklerde bastığı röprodüksiyonların arasında resmin orijinalliğinin nasıl kaybolduğunu gözler önüne seriyor, sanatın biricikliğine kendi yöntemiyle başkaldırıyordu.
“Gelecekte bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak” sözünün sahibi olan sanatçı, tüketime dayalı 21. Yüzyıl sosyal medyasının ve popüler kültürün temellerini atan kişi olarak anılıyor.
Kaynaklar:
Leonardo da Vinci, Elke Linda Buchholz, Litaratür Yayınları
Pera Müzesi
Bulutların Üzerinde Yolculuk

Bulutların Üzerinde Yolculuk ya da Sis Denizinde Amaçsızca Dolaşan Adam (Orijinal Adlandırma: Der Wanderer über dem Nebelmeer), Alman ressam Caspar David Friedrich tarafından 1818'de çizilen yağlı boya tablosudur. Günümüzde, Almanya'nın Hamburg kentindeki Kunsthalle Hamburg Müzesi’nde sergilenmektedir.
DETAYLAR
Eserde ilk dikkat çeken, genellikle tercih edilen yatay çalışma yerine izleyiciye yakın olan nesnenin ayakta duruşuyla oluşturulmuş dikeyliğin tercih edilmesidir. Nesne yani adam, sırtını dönmüş vaziyette önünde uzanan sisli doğa manzarasını yüksek bir tepeden izlemektedir. Yüzü gösterilmediği için manzara karşısındaki duyguları ve kişiliğine dair detaylar izleyicinin hayal dünyasına bırakılmıştır.
Ressam böylelikle izleyicilere manzarayı ve hissettirdiklerini tablodaki adamın gözünden değil, kendi gördüğü şekliyle aktarmış olur. Bizleri sisler içindeki manzaraya, daha geniş bir perspektiften doğaya onun gözünden bakmaya ve manzara karşısındaki hislerini anlamaya iter. Resimdeki adam izleyici olur ve ressamın gözleriyle manzaraya bakar.
Romantik bir ressam olan Friedrich’e göre doğayı incelemek, insanı anlam arayışına yönlendiren bir yolculuktur. Bu sebeple doğayı anlama çabası ressam için kişinin kendini anlayarak aydınlanmasına hizmet eder. Resmin teması kendi üzerine düşünme eylemidir.
Tarihçi John Lewis Gaddis, adamın kayalıklar üzerindeki duruşunu bir çelişkiyle bağdaştırır. Adam bulutların üzerindedir, her şey onun altında gözükmektedir. Güçlü ve kendinden emin duruşu ve resmin ortasında konumlandırılmasıyla da bir güç timsalidir. Bu konumda kendini dünyanın hâkimi olarak gördüğü söylenebilir. Ancak resmin tamamına baktığımızda, heybetli dağlar ve engin gökyüzü altında küçük kalmaktadır. Öyle ki uzakta görünen sisler içindeki dağlardan daha alçak bir konumda olduğu seçilmektedir. Bu ressamın, dünyanın tepesindeki bir adamın dahi doğa karşısında küçük kalacağını hatırlaması gerektiğini söyleme biçimidir. Bir yönüyle doğanın gücü karşısında insanın önemsizliğini hatırlatır.
Resme bakıldığında, zirveye tırmanmanın haklı gururunu yaşayan bir adam da görülebilir, kendini sisler içerisinde kaybetmiş bir şekilde tehlikeli bir yamaçta bulan bir adam da. Bazı eserlerin size anlattıkları sizin onlara anlattıklarınızla ilgilidir. Bu eserin size anlatacakları, kendi hissettiklerinizin sesinden başka bir şey değil.
Kaynaklar/Ayrıca Bakınız:
mozartcultures.com
Dr. Gülşah Meral Özgür
Düşünbil Dergisi, Çeviri Video
Tablo Viki

“Sayın Veli”: Ebeveynliğin Neşeli, Samimi ve Yol Gösterici Hikâyesi Okurlarla Buluştu
Doğanın Gücünü Yaşayın ve Hayatınıza Yön Verin
Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri
Halsey Konseri
CERN’de Sanatlar